GÖRGÜ   KURALLARI   KİTABI

l.BÂB—GİRİŞ İZNİ ÜÇ DEFA İSTENİR

2.BÂB—GİRİŞ İZNİ NASIL İSTENİR?

3.BÂB—KİŞİNİN, AİLESİNE GECELEYİN GELMESİNİN YASAKLANMASI HAKKINDA

4.BÂB—SELÂMI YAYMAK HAKKINDA

5.BÂB—MÜSLÜMANIN, MÜSLÜMAN ÜZERİNDEKİ HAKKI HUSUSUNDA

6.BÂB—BİNEK ÜZERİNDE OLANIN YAYA OLANA SELÂM VERMESİ HAKKINDA

7.BÂB—EHL-İ KİTABIN SELAMINI ALMAK HAKKINDA

8.BÂB—ÇOCUKLARA SELÂM VERMEK HAKKINDA

9.BÂB—KADINLARA SELÂM VERME HAKKINDA

10.BÂB—BİR KİŞİYE SELâM GÖNDERİLDİĞİNDE BUNU NASIL ALIR?

11.BÂB—SELÂMIN ALINMASI HAKKINDA

12.BÂB—SELÂM VERMENİN VE SELÂM ALMANIN FAZİLETİ HAKKINDA

13.BÂB—BÎR ADAMA, İŞİYORKEN SELÂM VERİLDİĞİNDE

15.BÂB—ANSIZIN BAKIŞ HAKKINDA

16.BAB—KADINLARIN ETEKLERİ HAKKINDA

17.BÂB—(KADININ), SÜSÜNÜ GÖSTERMESİNİN MEKRUHLUĞU HAKKINDA

18.BÂB—(KADININ), DIŞAKÎYA ÇIKACAĞI ZAMAN GÜZEL KOKU (SÜRÜNMESİNİN) YASAKLANMASI HAKKINDA

19.BÂB—(SAÇA YABANCI SAÇ) EKLEYEN KADIN İLE (SAÇINA YABANCI SAÇ) EKLETEN KADIN HAKKINDA

20. BAB—ERKEĞİN ERKEKLE, KADININ KADINLA BİR YORGAN ALTINDA YATMALARI YASAĞI HAKKINDA

21.BAB—KADIN GİBİ DAVRANAN ERKEKLERLE ERKEK GİBİ DAVRANAN KADINLARA LANET EDİLMESİ

22.BÂB—UYLUĞUN.AVRET OLDUĞU HAKKINDA

24.BÂB—BİRİNİZ, (DİN) KARDEŞİNİ OTURMAKTA OLDUĞU YERİNDEN ASLA KALDIRMASIN!

27.BAB—AYAK AYAK ÜSTÜNE ATMAK HAKKINDA

28. BAB—İKİ KİŞİ ARKADAŞLARININ YANINDA FISILDAŞMAZ

29. BAB—OTURMA YERİNDE (MEYDANA GELEBİLECEK

30.BAB—KİŞİ AKSIRDIĞI ZAMAN NE DER?

31.BÂB—(AKSIRAN KİMSE) ALLAH’A HAMDETMEDİĞİNDE, (YANINDAKİ) ONA HAYIR-DUA’DA BULUNMAZ

32.BÂB—AKSIRAN KİMSEYE KAÇ DEFA HAYIR-DUA EDİLİR?

33.BÂB—RESİMLERİN YASAKLANMASI HAKKINDA

34.BAB—MELEKLER, İÇİNDE RESİM BULUNAN HİÇBİR EVE GİRMEZLER

35.BAB—KİŞİNİN BAKMAKLA YÜKÜMLÜ OLDUĞU KİMSELERE HARCAMA YAPMASI HAKKINDA

36. BAB—HAYVANA ÜÇ KİŞİNİN BİNMESİ HAKKINDA

37. BAB—HAYVANIN SAHİBİNİN, HAYVANIN ÖN TARAFINA BİNMEYE DAHA LÂYIK OLDUĞU HAKKINDA

38.BAB—HER DEVE HÖRGÜCÜNÜN ÜZERİNDE BİR ŞEYTAN OLDUĞU HAKKINDA GELEN HADİSLER

39.BÂB—HAYVANLARIN SANDALYE GİBİ KULLANILMALARININ YASAK OLUŞU HAKKINDA

40. BAB—YOLCULUK İŞKENCEDEN BİR PARÇADIR

41.BÂB—(İNSAN) BÎR KİMSEYİ UĞURLADIĞINDA NE DER?

42.BÂB—(YOLCUNUN), YOLA ÇIKACAĞI ZAMAN DUA ETMESİ HAKKINDA

43. BÂB—(YOLCU), YUKARI ÇIKARKEN VE AŞAĞI İNERKEN NE DER?

45.BAB—HAYVANLARA LANET ETME YASAĞI

46. BAB—KADIN, ANCAK BERABERİNDE BİR MEHREMÎ OLDUĞU HALDE YOLCULUĞA ÇIKSIN!

47.BAB—”ŞÜPHESİZ, YOLCULUKTA TEK BAŞINA OLAN ŞEYTANDIR!”

48.BAB—(İNSAN) BİR YERE İNDİĞİNDE NE DER?

49.BÂB—BİR YERE İNDİĞİNDE İKİ REKÂT (NAMAZ KILMAK) HAKKINDA

50.BÂB—YOLCULUKTAN DÖNDÜĞÜNDE NE DENİR?

51.BAB—UYUYACAĞI ZAMAN DUA ETMEK

52.BAB—UYUYACAĞI ZAMAN TESBİHAT YAPMA HAKKINDA

53.BÂB—(İNSAN) UYKUSUNDAN UYANDIĞINDA NE DER?

54. BAB—(İNSAN) SABAHA ULAŞTIĞINDA NE DER?

55.BÂB—YENİ BÎR ELBİSE GİYDİĞİNDE NE DENİR?

56.BÂB—CAMİYE GİRİLDİĞİNDE VE ÇIKILDIĞINDA NE DENİR?

57.BÂB—ÇARŞI-PAZARA GİRİLDİĞİNDE NE DENİR?

58. BAB—”İSMİMİ KENDİNİZE İSİM TAKIN, KÜNYEMİ İSE KENDİNİZE KÜNYE EDİNMEYİN!”

59.BÂB—İSİMLERİN GÜZEL OLMASI HAKKINDA

60.BÂB—GÜZEL GÖRÜLEN İSİMLER

61.BÂB—ÇİRKİN GÖRÜLEN İSİMLER

62.BÂB—İSİM DEĞİŞTİRME HAKKINDA

64. BAB—ÜZÜME “KERM” DENİLEMEZ!

65. BÂB—ŞAKALAŞMAK HAKKINDA

66. BAB—İNSANLAEI GÜLDÜRMEK İÇİN YALAN SÖYLEYEN KİMSE HAKKINDA

67.BÂB—ŞİİR HAKKINDA

68. BAB—”ŞÜPHESİZ BAZI ŞİİRLER HİKMETLİDİR” HADİSİ

 

 

GÖRGÜ   KURALLARI   KİTABI

 

l.BÂB—GİRİŞ İZNİ ÜÇ DEFA İSTENİR

 

2632. Bize Ebu’n-Numan haber verip (dedi ki), bize Yezid b. Zurey1 rivayet edip (dedi ki), bize Davud, Ebu Nadra’dan, (O da) Ebu Saîd’den (naklen) rivayet etti ki; Ebu Musa el-Eş’ari, Hz. Ömer’in yanına girmek için üç defa izin istemiş de O, O’na izin vermemiş. Bunun üzerine O da geri dönmüş. Sonra (Hz. Ömer O’nu çağırtıp); “niye geri döndün?” diye sormuş. O da şöyle cevap vermiş: Ben Rasulullah’ı (Sallallahu Aleyhi ve Seltem) şöyle buyururken işittim: “Giriş izni isteyen kimse üç defa izin istediğinde eğer ona izin verilirse ne âlâ, aksi halde geri dönün!” O zaman (Hz. Ömer); “ya (Hz. Pey-gamber’in böyle buyurduğuna) seninle beraber şahidlik edecek birini mutlaka getireceksin, yahut ben (sana) yapacağım da yapacağım!” demiş. Ebu Said sözüne şöyle devam etti: (Derken Ebu Musa), ben Rasulullah’m (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Ashabından bir topluluk içindeyken bizim yanımıza, Hz. Ömer’in kendisini tehdidinden korkmuş bir halde geldi ve başımıza dikilip şöyle dedi: “Allah aşkına, sizden, bunu Rasulullah’tan (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) işitmiş olan bir adamın bu konuda benim için mutlaka şahitlik etmesini istiyorum!” (Ebu Saîd sözünün devamında) şöyle dedi: Ö zaman ben; “O’na haber ver ki, ben bu hususta seninle baraberim!” dedim. Bunu başkaları da söyledi. Bunun üzerine Ebu Musa’nın keder ve üzüntüsü kayboldu.

 

2.BÂB—GİRİŞ İZNİ NASIL İSTENİR?

 

2633. Bize Saîd ibnu’r-Rebi’ haber verip (dedi ki), bize Şu’be, Muhammed ibnu’I-Munkedir’den, O’nun şöyle dediğini rivayet etti: Ben Cabir b. Abdillah’ı işitmiştim, şöyle   demişti: Ben  (bir defasında) Rasulullah’ın (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) (evine) gelip kapısını çalmıştım. O da; “Kim o?” buyurmuştu. Ben; “benim” demiştim. Bunun üzerine O; “Benim! Benim!” buyurmuş ve bundan hoşlanmamıştı.

 

3.BÂB—KİŞİNİN, AİLESİNE GECELEYİN GELMESİNİN YASAKLANMASI HAKKINDA

 

2634. Bize Muhammed b. Yusuf haber verip (dedi ki), bize Süfyan rivayet edip dedi ki, ben Muharib b. Disar’ı, Cabir b. Ab dili ah’tan (naklen) anlatırken işittim ki, O şöyle demiş: Ra-sulullah (Sdllallahu Aleyhi ve Sellem) kişinin (yolculuk dönüşü) ailesine geceleyin gelmesini veya onlara hainlik suçlamasında bulunmasını, yahut onların kusurlarını araştırmasını yasakladı. Süfyan demiş ki: (Bu hadisteki), “…veya onlara hainlik suçlamasında bulunmasını, yahut onların kusurlarını araştırmasını” sözünün, Muharib’in söylediği birşey mi, yoksa hadisin aslında olan birşey mi olduğunu bilmiyorum!

 

4.BÂB—SELÂMI YAYMAK HAKKINDA

 

2635. Bize Saîd b. Âmir, Avf tan, (O) Zürâre b. Evfa’dan, (O da) Abdullah b. Selâm’dan (naklen) haber verdi ki, O şöyle dedi: Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Medine’ye geldiğinde, halk O’nu gözlemeye çıkmış ve (gelişini uzaktan görünce); “Allah’ın elçisi geldi!” demişlerdi. (Abdullah) sözüne şöyle devam etti: Ben de, (karşılamaya) çıkanlarla beraber çıkmıştım. Derken yüzünü gördüğüm zaman anlamıştım ki, Onun yüzü, hiç yalancı yüzü değildir. Sonra O’ndan duyduğum ilk şey; şöyle buyurması oldu: “Ey insanlar! Selâmı yayın, yemek yedirin, yakınlarla alâkayı devam ettirin, insanlar uyurken namaz kılın ki, Cennet’e selâmetle giresiniz!”

 

5.BÂB—MÜSLÜMANIN, MÜSLÜMAN ÜZERİNDEKİ HAKKI HUSUSUNDA

 

2636. Bize Ubeydullah, İsrail’den, (O) Ebu İshak’tan, (O) el-Haris’ten, (O da) Hz. Ali’den (naklen) haber verdi ki, O şöyle dedi: Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: “Müs-lümanın müslüman üzerinde altı (hakkı) vardır: Karşılaştığında ona selâm verir, aksırdığında ona; “Allah sana merhamet etsin” diyerek hayır dua eder, hastalandığında onu ziyaret eder, çağırdığında çağrısına karşılık verir, öldüğünde (cenaze namazında) hazır bulunur, kendisi için sevdiği şeyi onun için de sever ve gıyabında onun iyiliğini İster.”

 

6.BÂB—BİNEK ÜZERİNDE OLANIN YAYA OLANA SELÂM VERMESİ HAKKINDA

 

2637. Bize Abdullah b. Yezid haber verip (dedi ki), bize Hayve rivayet edip (dedi ki), bize Ebu Hani’ el-Havlani haber verdi ki, Ebu Ali el-Cenbi kendisine, Fedâle b. Ubeyd’den, (O da) Rasulullah’tan (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) (naklen) rivayet etmiş ki, O şöyle buyurmuş: “Binek üzerinde olan yaya olana, ayakta olan oturmakta olana, az olan çok olana selâm verir/”

 

7.BÂB—EHL-İ KİTABIN SELAMINI ALMAK HAKKINDA

 

2638. Bize Halid b. Mahled haber verip (dedi ki), bize Malik, Abdullah b. Dinar’dan, (O da) İbn Ömer’den (naklen) rivayet etti ki, O şöyle dedi: Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: “Şu bir gerçek ki, yahudilerden biri (size) selâm verdiğinde ancak “es-sa’mu aleyk = ölüm üzerine olsun” der, bu sebeple sen de; “aleyke = senin üzerine olsun” karşılığını ver. “

 

8.BÂB—ÇOCUKLARA SELÂM VERMEK HAKKINDA

 

2639. Bize Sehl b. Hammâd rivayet edip (dedi ki), bize Şu’be, Seyyar’dan, O’nun şöyle dediğini rivayet etti: Ben Sabit el-Bunani ile yürüyordum. Derken O bazı çocukların yanından geçmişti de, onlara selâm vermişti. Sabit (sonra) anlatmıştı ki, kendisi Enes’le vuruyormuş. Derken O bazı çocukların yanından geçmişti de onlara selâm vermişti. Enes de (sonra) anlatmış ki; O, Hz. Peygamber (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ile berabermiş. Derken o bazı çocukların yanından geçmişti de onlara selâm vermişti.

 

9.BÂB—KADINLARA SELÂM VERME HAKKINDA

 

2640. Bize el-Hakem b. Nâfi\ Şuayb b, ebi Hamza’dan, (C da) îbn Ebi Hüseyn’den (naklen) haber verdi (ki, O şöylt demiş): Bana Şehr, Eşheloğulları’nın kadınlarından biri olai Esma bint Yezid ibni’s-Seken’den (naklen) rivayet etti ki, O bir ara bazı kadınların içinde bulunuyormuş. Derken yanlarındaı Hz. Peygamber (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) geçmiş de onlara selâm ver miş.

 

10.BÂB—BİR KİŞİYE SELâM GÖNDERİLDİĞİNDE BUNU NASIL ALIR?

 

2641. Bize el-Hakem b. Nafi1, Şuayb b. Ebi Hamza’dan, (O da) ez-Zühri’den (naklen) haber verdi ki, O şöyle demiş: Bana Ebu Seleme b. Abdirahman rivayet etti ki, Hz. Peygamber’in (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) hanımı Hz. Aişe şöyle demiş: Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) (birgün) demiş ki: “Aişe! Bu (yanımdaki) Cibril’dir. Sana selâm veriyor!” (Hz. Aişe de); “ve aleyhi’s-selâm ve rah-metullahi ve berekatuhu = selâm, Allah’ın rahmeti ve bereketleri O’nun da üzerine olsun!” karşılığını vermiş. (Hz. Aişe sözünün devamında) şöyle demiş: “O (yani Hz. Peygamber), benim görmediğim şeyleri görür!”

 

11.BÂB—SELÂMIN ALINMASI HAKKINDA

 

2642. Bize Abdullah b. Mesleme rivayet edip (dedi ki), bize Süleyman -ki O, ibnul-Muğire’dir-, Humeyd b. Hilâl’den, (O) Abdullah ibnu’s-Samit’ten, (O da) Ebu Zerr’den (naklen) rivayet etti ki, O şöyle dedi: Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) namaz kıldı. Sonra namazını bitirince ben yanma gelip (selâm verdim). Böylece ben (O’na) İslam selâmı ile selâm veren ilk kimse oldum. O zaman O; “Aleyke’s-selâm ve rahmetullah! Kimlerdensin?” buyurdu. Ben; “Gıfar kabilesinden” dedim. (Ebu Zerr sözünün devamında) şöyle dedi: Bunun üzerine O, eliyle (hoşnutsuzluk) işareti yaptı da, ben içimden; “Ğıfar’a mensup olmamdan hoşlanmadı” dedim.

 

 

12.BÂB—SELÂM VERMENİN VE SELÂM ALMANIN FAZİLETİ HAKKINDA

 

2643. Bize Muhammed b. Kesir rivayet edip (dedi ki), bize Ca’fer b. Süleyman, Avf tan, (O) Ebu Reca’dan, (O da) İmran b. Husayn’dan (naklen) rivayet etti ki, O şöyle dedi: Bir adam Hz. Peygamber’e (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) gelip; “es-selâmu aleyküm!” dedi. O da selâmını aldı ve “On (sevap kazandı!)” buyurdu. Sonra başka bir adam gelip selâm verdi ve “es-selâmu aleyküm ve rah-nıetullah!” dedi. Onun da selâmını aldı ve ‘Yirmi (sevap kazandı!)” buyurdu. Ardından başka bir adam gelip selâm verdi ve “es-selâmu aleyküm ve rahmetullahi ve berekâtüh!” dedi. O, bunun da selâmını aldı ve “Otuz (sevap kazandı!)” buyurdu.

 

 

13.BÂB—BÎR ADAMA, İŞİYORKEN SELÂM VERİLDİĞİNDE

 

2644. Bize İshak haber verip (dedi ki), bize Muaz b. Hişam rivayet edip (dedi ki), bana babam, Katâde’den, (O) el-Hasan’dan,   (O)   el-Husayn’dan,   (O   da)   el-Muhacir  b.  Kun-fuz’dan (naklen) rivayet etti ki; O Hz. Peygamber’e (Sallallahu Aleyhi ve Sellem), işiyorken selâm vermiş de, (Hz. Peygamber) abdest alıncaya kadar selâmını almamış, abdest aldıktan sonra selâmını almış.

 

2645. Bize Yahya b. Bîstam haber verip (dedi ki), bize Leys b. Sa’d, Yezid b. Ebi Habib’den, (O) Ebu’1-Hayr’dan, (O da) Ukbe b. Amir’den (naklen) rivayet etti ki, O şöyle dedi: Ra-sulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: “(Tek başlarına iken nâmahrem) kadınların yanlarına girmeyin!” Denildi ki, “yâ Ra-sulullah, kocanın erkek yalanlan hariç olsun!” Bunun üzerine O; “Kocanın erkek yakınları ölüm (ve helak sebebinin) ta kendisidir!” buyurdu. Yahya dedi ki; (hadiste geçen) “el-hamu” kelimesi, “kocanın yakınları” demektir.

 

15.BÂB—ANSIZIN BAKIŞ HAKKINDA

 

2646. Bize Muhamed b. Yusuf ile Ebu Nuaym, Süfyan’dan, (O) Amr b. Saîd’den, (O) Ebu Zur’a b. Amr b. Cerir’den, (O da) Cerir’den (naklen) rivayet ettiler ki, O şöyle demiş: Ben Hz. Pey-gamber’e (Sallallahu Aleyhi ve Sellem), (nâmahrem bir kadına) ansızın bakışın (hükmünü) sormuştum da O; “Gözünü başka tarafa çevir!” buyurmuştu.

 

16.BAB—KADINLARIN ETEKLERİ HAKKINDA

 

2647. Bize Alımed b. Halid haber verip (dedi ki), bize Mu-hammed -ki O, İbn İslı ak1 tır-, Nafi’den, (O) Safiyye bint Ebi Ubeyd’den, (O da) Hz. Peygamber’in (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) hanımı Hz. Ummü Seleme’den (naklen) rivayet etti ki, O şöyle dedi: Hz, Peygamber’e (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) kadının eteğini (inciğin yarısından aşağıya ne kadar uzatacağı) soruldu da O; “Bir karış!” buyurdu. Ben; “yâ Rasulullah, o halde ayakları görünür!” dedim; “Öyleyse bir arşın (uzatsınlar). Bundan fazla yapmasınlar!” buyurdu. Abdullah (ed-Dârimî) dedi ki; bazı insanlar (bu hadisin senedinde); “..Nafi’den, (O) Süleyman b. Yesâr’dan, (O da Hz. Ümmü Seleme’den naklen…)” derler.

 

17.BÂB—(KADININ), SÜSÜNÜ GÖSTERMESİNİN MEKRUHLUĞU HAKKINDA

 

2648. Bize Muhammed b. Yusuf haber verip (dedi ki), bize Süfyan, Mansur’dan rivayet etti (ki, O şöyle demiş): Bana Rib’iyy b. Hıraş, bir kadından, (O da) Huzeyfe’nin bir kız-kardeşinden (naklen) rivayet etti ki, O şöye demiş: Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) bize bir konuşma yaptı ve şöyle buyurdu: “Ey kadınlar topluluğu! Sizin, süs olarak takınacağınız gümüş şeyleriniz yok mu? Şunu iyi bilin, durum şu ki, sizden altın süs takınıp da onu (nâmahrem erkeklere) gösteren hiçbir kadın yoktur ki, bu (altın süs) sebebiyle azab edilecek olmasın!”

 

18.BÂB—(KADININ), DIŞAKÎYA ÇIKACAĞI ZAMAN GÜZEL KOKU (SÜRÜNMESİNİN) YASAKLANMASI HAKKINDA

 

2649. Bize Ebu Asım, Sabit b. Umar e “den, (O) Ğuneym b. Kay s’tan, (O da) Ebu Musa’dan (naklen) haber verdi ki, O şöyle dedi: “Hangi kadın güzel koku sürünür, sonra dışarıya çıkar da kokusu hissedilirse, o zina etmiş olur. (Ona şehvetle bakan) her göz de zina etmiş olur.” Ebu Asım; “bazı arkadaşlarımız bu (hadisi) merfu (yani Hz. Pey-gamber’in sözü) olarak rivayet ediyor” da demiştir.

 

19.BÂB—(SAÇA YABANCI SAÇ) EKLEYEN KADIN İLE (SAÇINA YABANCI SAÇ) EKLETEN KADIN HAKKINDA

 

2650. Bize Muhammed b. Yusuf, Süfyan’dan, (O) Man-sur’dan, (O) İbrahim’den, (O) Alkâme’den, (O da) Abdullah’tan (naklen) haber verdi ki, O; “Allah, güzellik için döğme yapan, döğme yaptıran, yüzündeki kılları alan-aldıran, dişlerini seyrelten ve böylece Allah’ın yarattığını değiştiren kadınlara lanet etsin!” dedi ve bu, Esedoğulları’ndan Ümmü Ya’kub isimli bir kadına ulaştı. Bunun üzerine (bu kadın İbn Ömer’e) gelip; “bana senin şöyle şöyle lanet ettiğin ulaştı, (bu doğru mu?)” dedi. O da şöyle karşılık verdi: “Ra-sulullah’ın (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) lanet etiği kimselere ben ne diye lanet etmeyeyim? Bu (lanet etme hükmü) Allah’ın Kitab’ında da vardır!” Bu sefer (kadın); “andolsun ki, ben iki levha arasındaki (tüm Kur’an’ı) okudum da onda senin dediğini bulamadım” dedi. (İbn Ömer) şöyle cevap verdi: “Sen onu gerçekten okusaydın bunu muhakkak bulurdun!  Sen; “Peygamber size ne verirse onu alın, sizi neden menederse ondan geri durun”615 mealindeki ayeti okumadın mı?” (Kadın); “evet, okudum” dedi. İbn Ömer de; “işte O, hakikaten bundan menetmişti” dedi. O zaman (kadın); “doğrusu ben ailenin (bunları) yaptığım görüyorum” dedi. (İbn Ömer); “öyleyse içeri gir bak” dedi. O da girip baktı ve aradıklarından hiçbir şey göremedi. Bunun üzerine (İbn Ömer); “böyle olsalardı, onlarla bir araya gelmezdim” dedi.

 

20. BAB—ERKEĞİN ERKEKLE, KADININ KADINLA BİR YORGAN ALTINDA YATMALARI YASAĞI HAKKINDA

 

2651. Bize Osman b. Muhammed haber verip (dedi ki), bize Zeyd b. Hubab rivayet edip (dedi ki), bana Yahya b. Eyyub el-Hadrami rivayet edip (dedi ki), bana Ayyaş b. Abbas el-Hımyeri, Ebu’l-Husayn el-Hacri’den, (O da) Ebu Amir’den (naklen) haber verdi ki, O şöyle dedi: Ben Rasulullah’m (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Sahabisi Ebu Reyhane’yi şöyle derken işittim: Ra-sulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şu on husustan menederdi: Erkeğin erkekle, aralarında hiçbir şey bulunmadığı halde tek örtü içinde yatmalan; kadının kadınla, aralarında hiçbir şey bulunmadığı halde tek bir örtü içinde yatmaları; (saç ve sakaldaki ak) kılları yolmak; vücuda döğme yapmak; yağma etmek; panterlerin (postlarını) kullanmak; iki omuzun üzerine ve elbisenin altına halis ipek koymak. Abdullah (ed-Dârimî) dedi ki: Ebu Âmir, onların (yani Me-afıroğullannın) bir büyüğüdür, “mukameâ = bir yorgan altında yatma” ise, “muzâcaa = yan yana yatma” demektir.

 

21.BAB—KADIN GİBİ DAVRANAN ERKEKLERLE ERKEK GİBİ DAVRANAN KADINLARA LANET EDİLMESİ

 

2652. Bize Yezid b. Harun ile Vehb b. Cerir haber verip dediler ki, bize Hişam -ki, O, ed-Destüvâî’dir-, Yahya’dan, (O) Ik-r i m e’den, (O da) İbn Abbas’tan (naklen) rivayet etti ki, Hz. Peygamber (Sallallahu Aleyhi ve Sellem), erkeklerden kadın gibi davrananlarla, kadınlardan erkek gibi davrananlara lanet etmiş ve “Bunları evlerinizden çıkarın!” buyurmuştu. (İbn Abbas, sözünün devamında) dedi ki; “İşte Hz. Peygamber (Sallallahu Aleyhi ve Sellem), falan erkeği (Medine’den) çıkarmıştı, Ömer de falan erkeği -veya “falan kadını” (Abdullah ed-Dârimî; “bundan ben şüphe ediyorum” demiştir)-, çıkarmıştı.”

 

22.BÂB—UYLUĞUN.AVRET OLDUĞU HAKKINDA

 

2653. Bize el-Hakem ibnu’l-Mübarek haber verip (dedi ki), bize Malik, Ebu’n-Nadr’dan, (O) Zur’a Abdirrahman’dan, (O da) babasından -ki O, Suffa Ashabmdandı-, (naklen) haber verdi ki, O şöyle demiş: (Birgün) Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sel-lem), benim uyluğum açık iken yanımıza oturmuştu. Bana; “Üzerini ört! Uyluğun avret olduğunu bilmiyor musun?” buyurmuştu.

 

2654. Bize Ya’lâ haber verip (dedi ki), bize el-A’meş, Amr b. Murre’den, (O da) Salim b. Ebi’l-Ca’d’dan (naklen) rivayet etti ki, O şöyle demiş: Hınıs ahalisinden bazı kadınlar, kendisinden fetva sormak üzere Hz. Aişe’nin huzuruna girmişler de O; “belki siz, hamamlara giren kadınlardansınız?” demiş. Onlar; “evet” demişler. O zaman Hz. Aişe (Radıyallahu Anka) şöyle demiş: Ben Rasulullah’ı (Sal-lallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyururken işitmiştim: “Elbisesini kocasının evinden başka yerde çıkaran hiçbir kadın yoktur ki, kendisi ile Allah Azze ve Cehle arasındaki (haya perdesini) yırtmış olmasın!”

 

2655. Ebu Muhammed (ed-Dârimî) dedi ki: Bize Ubey-dullah, İsrail’den, (O) Mansur’dan, (O) Salim’den, (O) Ebu’l-Melih’ten, (O da) Hz. Aişe’den (naklen) bunu, (yani bir önceki) hadisi haber verdi.

 

24.BÂB—BİRİNİZ, (DİN) KARDEŞİNİ OTURMAKTA OLDUĞU YERİNDEN ASLA KALDIRMASIN!

 

2656. Bize Müsedded haber verip (dedi ki), bize Bişr ibnu’l-Mufaddal rivayet edip (dedi ki), bize Ubeydullah, NafTden, (O da) İbn Ömer’den (naklen rivayet etti ki, O şöyle demiş: Ra-sulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: “-Kişi ayağa kaldırıp -yani (din) kardeşini oturmakta olduğu yerinden (ayağa kaldırıp)- yerine kendisi oturmaz! Fakat siz yer açın -veya “siz açılın”

 

2657. Bize Ahmed b. Abdillah rivayet edip (dedi ki), bize Zü-heyr rivayet edip (dedi ki), bize Süheyl, babasından, (O da) Ebu Hüreyre’den (naklen) rivayet etti ki, O şöyle dedi: Ra-sulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: “-Biriniz -veya “bir adam”-, oturmakta olduğu yerinden kalkıp da sonra oraya geri döndüğünde, o oraya (oturmaya başkalarından) daha fazla hak sahibidir. “

 

2658. Bize Ebu’l-Velid et-Tayâlisî haber verip (dedi ki), bize Şu’be rivayet edip (dedi ki), bize Ebu İshak, el-Bera’dan (naklen) rivayet etti ki, Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) (birgün) en-sardan, (yolda) oturmakta olan bazı insanlara rastladı da şöyle buyurdu: “Eğer (bu yolda oturma işini bir zaruretten dolayı mutlaka) yapacaksanız, o halde (soranlara) yol gösterin, selâmı yayın ve haksızlığa uğrayana yardım edin!” Şu’be demiş ki, bu hadisi Ebu İshak, el-Berâ’dan işitmemiş tir.

 

27.BAB—AYAK AYAK ÜSTÜNE ATMAK HAKKINDA

 

2659. Bize Muhammed b. Ahmed b. Ebi Halef haber verip (dedi ki), bize Süfyan rivayet edip dedi ki, ben ez-Zühri’yi, Abbâd b. Temim’den, (O da) amcasından (naklen) rivayet ederken işittim ki, O şöyle demiş: Ben Rasulullah’ı (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Mescid’de ayak ayak üstüne atmış olarak sırtüstü yatarken görmüştüm.

 

28. BAB—İKİ KİŞİ ARKADAŞLARININ YANINDA FISILDAŞMAZ

 

2660. Bize Ubeydullah b. Musa, el-A’meş’ten, (O) Ebu Vail’den, (O da) Abdullah’tan (naklen) haber verdi ki, O şöyle demiş: Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: “Üç kişi olduğunuzda iki kişi arkadaşlarının yanında fısıldaşmaz! Çünkü bu,

onu üzer. “

 

29. BAB—OTURMA YERİNDE (MEYDANA GELEBİLECEK

 

2661. Bize Ya’lâ b. Ubeyd rivayet edip (dedi ki), bize Haccac -ki O, İbn Dinar’dır-, Ebu Hâşim’den, (O) Rufey’den, (O) Ebu’l-Âliye’den, (O da) Ebu Berze el-Eslemi’den (naklen) rivayet etti ki, O şöyle demiş: Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem), (ömrümün) sonları geldiğinde bir meclise oturup da sonra (oradan) kalkmak istediği zaman şöyle derdi: “Seni teşbih ve tenzih ederim Allah’ım ve sana, hamdınla hamdederim. Şahidlik ederim ki, senden başka hiçbir ilâh yoktur! Senden bağış dilerim ve sana tevbe ederim!” Bunun üzerine (Sahabe-i Kiram); “yâ Rasulullah, doğrusu sen şimdi bir söz söylüyorsun. Bunu eskiden söylemezdin?” demişlerdi de, O şöyle buyurmuştu: “Bu, oturma yerlerinde meydana gelen (boş söz ve işlerin) keffâretidir!”

 

30.BAB—KİŞİ AKSIRDIĞI ZAMAN NE DER?

 

2662. Bize Saîd b. Amir, Şu’be’den, (O) Muhammed b. Ab-dirrahman b. Ebi Leyla’dan, (O) kardeşi İsa’dan, (O) babası Abdurrahman b. Ebi Leyla’dan, (O) Ebu Eyyub el-Ensari’den, (O da) Hz. Peygamber’den (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) (naklen) haber verdi ki, O şöyle buyurdu: “Aksıran kimse, “her durumda Allah’a hamdolsun” der. Ona hayar-dua edecek olan kimse ise; “Allah sana merhamet etsin” der. O da ona; “Allah seni doğru yola iletsin ve durumunuzu düzeltsin” şeklinde karşılık verir.”

 

31.BÂB—(AKSIRAN KİMSE) ALLAH’A HAMDETMEDİĞİNDE, (YANINDAKİ) ONA HAYIR-DUA’DA BULUNMAZ

 

2663. Bize Ahmed b. Abdillah haber verip (dedi ki), bize Zü-heyr, Süleyman’dan, (O da) Enes’ten (naklen) haber verdi ki, O şöyle demiş: İki adam Hz. Peygamber’in (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) yanında aksırmıştı da O, onların birine hayır-dua etmiş, diğerine hayır-duada bulunmamıştı. -Veya “İki adam Hz. Peygamber’in (Sal-îallahu Aleyhi ve Sellem) yanında aksırmış ve O, onların birine hayır dua etmiş, diğerine hayır dua etmemişti de O’na şöyle denilmişti”-. Bunun üzerine O’na; “yâ Rasulullah, buna hayır-dua ettin, ama buna etmedin, (bunun hikmeti nedir)?” denilmiş, O da şöyle buyurmuştu: “Çünkü bu Allah’a hamdetti, bu ise Allah’a hamdetmedi!” Abdullah  (ed-Dârimî)  dedi  ki:   “(Bu  hadisin  senedindeki)   Süleyman, Teym kabilesine mensup olandır.”

 

32.BÂB—AKSIRAN KİMSEYE KAÇ DEFA HAYIR-DUA EDİLİR?

 

2664. Bize Ebu’l-Velid haber verip (dedi ki,) bize İkrime -ki O, İbn Ammar’dır-, rivayet edip dedi ki, bana İyas b. Seleme rivayet edip dedi ki, bana babam rivayet edip dedi ki; bir adam Hz. Peygamber’in (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) yanında aksırdı, O da; “Allah sana merhamet etsin!” buyurdu. Sonra (adam) bir daha ak-sırdı. O zaman; “Bu adam nezle olmuş!” buyurdu.

 

33.BÂB—RESİMLERİN YASAKLANMASI HAKKINDA

 

2665. Bize Saîd b. Âmir, Şu’be’den, (O) Abdurrahman ibnu’l-K a sı m’dan, (O da) babasından (naklen) haber verdi ki, O şöyle demiş: Hz. Aişe dedi ki; “Bizim, üzerinde resimler bulunan bir kumaşımız vardı. Ben onu, namaz kıhyorken Hz. Peygamber’in (Sal-lallahu Aleyhi ve Sellem) önüne koymuştum da, O beni menetmişti.” -Veya (Hz. Aişe); “….O bundan hoşlanmamıştı” dedi.- (Hz. Aişe, sözünün devamında) şöyle dedi: “Ben de onu birkaç yastık yapmıştım!”

 

 

34.BAB—MELEKLER, İÇİNDE RESİM BULUNAN HİÇBİR EVE GİRMEZLER

 

2666. Bize Ebu’n-Nu’man haber verip (dedi ki), bize Ab-dulvahid b. Ziyad rivayet edip (dedi ki), bize Umâre ibnu’l-Ka’ka’ rivayet edip (dedi ki), bize el-Hârisu’1-Ukli, Ebu Zur’a b. Amr b. Cerir’den, (O) Abdullah b. Nuceyy’den, (O da) Hz. Ali’den (naklen) rivayet etti ki, Hz. Peygamber (Sallallahu Aleyhi ve Selhm) şöyle buyurdu: “Muhakkak ki; melekler, içinde ne köpek bulunan, ne resim bulunan, ne de cünüb kimse bulunan hiçbir eve girmezler.”

 

35.BAB—KİŞİNİN BAKMAKLA YÜKÜMLÜ OLDUĞU KİMSELERE HARCAMA YAPMASI HAKKINDA

 

2667. Bize Ebu’l-Velid rivayet edip (dedi ki), bize Şu’be rivayet edip dedi ki, Adiyy b. Sabit bana haber verip dedi ki, ben Abdullah b. Yezid’i, Ebu Mes’ud el-Bedri’den, (O da) Hz. Peygamber’den (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) (naklen) rivayet ederken işittim ki, O şöyle buyurmuş: “Müslüman, ailesine sevabını Allah’tan umarak bir harcama yaptığında, bu onun için sadaka olur.”

 

36. BAB—HAYVANA ÜÇ KİŞİNİN BİNMESİ HAKKINDA

 

2668. Bize Ebu’n-Nu’man haber verip (dedi ki), bize Sabit b. YYezid rivayet edip dedi ki, bize Asım el-Ahvel, Muverrik’ten, O da) Abdullah b. Ca’fer’den (naklen) rivayet etti ki, O şöyle demiş: Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) (bir seferden) döndüğünde benimle Hasan -yahut Hüseyin; (Muverrik demiş ki, zannediyorum O, “Hasan” demişti)-, tarafından karşılanırdı da, (bineğinin üzerinde) beni önüne, Hasan’ı arkasına kor ve biz, Hz. Peygamberin (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) binmiş olduğu hayvanın üzerinde Medine’ye gelirdik.

 

 

 

37. BAB—HAYVANIN SAHİBİNİN, HAYVANIN ÖN TARAFINA BİNMEYE DAHA LÂYIK OLDUĞU HAKKINDA

 

2669. Bize Saîd b. Süleyman, İshak b. Yahya b. Talha’dan, (O) el-Müseyyeb ile Ma’bed b. Halid’den, (onlar da) Abdullah b. Yezid el-Hatmi’den -ki O, Kûfe’de vali idi-, (naklen) haber verdi ki, O şöyle dedi: Biz Kays b. Sa’d b. Ubâde’nin yanına, evine gitmiştik. Derken müezzin ezan okumuştu. Biz Kays’a; “kalk da bize namaz kıldır” demiştik de O; “ben, başlarında emir (vali) olmadığım bir topluluğa namaz kıldıracak değilim” karşılığım vermişti. Bunun üzerine, (faziletçe) O’ndan aşağı olmayan, Abdullah b. Hanzala İbni’l-Gâsil isimli bir adam demişti ki, Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: “Kişi hayvanının ön tarafına binmeye, yaygısının baş tarafına oturmaya ve evinde imamlık yapmaya (başkalarından) daha lâyıktır.” Kays b. Sa’d da o zaman bir azadlısına; “ey falan, kalk da bunlara namaz kıldır” demişti.

 

38.BAB—HER DEVE HÖRGÜCÜNÜN ÜZERİNDE BİR ŞEYTAN OLDUĞU HAKKINDA GELEN HADİSLER

 

2670. Bize Ubeydullah b. Musa, Usâme b. Zeyd’den, (O da) Muhammed b. Hamza b. Amr el-Eslemi’den (naklen) haber verdi ki, O -ki O’nun babası Resulullah’a (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Sahabi olmuştur-, şöyle dedi: Babamı şöyle derken işitmiştim: Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) buyurdu ki: “-Her devenin tepesinin üzerinde bir şeytan vadır. Bu sebeple ona bindiğinde Allah’ın adını söyleyin (besmele çekin) ve ihtiyaçlarınızı (gidermekten) geri durmayın!”

 

 

39.BÂB—HAYVANLARIN SANDALYE GİBİ KULLANILMALARININ YASAK OLUŞU HAKKINDA

 

2671. Bize Osman b. Muhammed haber verip (dedi ki), bize Şebâbe b. Sevvar rivayet edip (dedi ki), bize Leys b. Sa’d, Yezid b. Ebi Habib’den, (O) Sehl b. Muaz b. Enes’ten, (O da) babasından -ki O, Hz. Peygamber’in (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) As-habındandı-, (naklen) rivayet etti ki, Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: “Bu hayvanlara (zahmet ve meşakkatten) uzak olarak binin, onları kendinize sandalye edinmeyin!”

 

2672. Bize Abdullah b. Salih, el-Leys’ten (naklen, yukarıdaki hadisi) haber verdi. Ancak O, (bu rivayetinde) Şebâbe’ye bir şeyde muhalefet etmektedir.

 

40. BAB—YOLCULUK İŞKENCEDEN BİR PARÇADIR

 

2673. Bize Halid b. Mahled haber verip (dedi ki), bize Malik, Sümeyy’den, (O) Ebu Salih’ten, (O da) Ebu Hüreyre’den (naklen) rivayet etti ki, O şöyle dedi: Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: “-Yolculuk, işkenceden bir parçadır. O, (yolculuğa çıkan) birinizi uykusundan, yemesinden, içmesinden meneder. Bu sebeple sizden biri, yolculuğundaki istek ve arzusunu yerine getirince ailesinin yanına dönmekte acele etsin!”

 

41.BÂB—(İNSAN) BÎR KİMSEYİ UĞURLADIĞINDA NE DER?

 

2674. Bize Müslim b. İbrahim rivayet edip (dedi ki), bize Saîd b. Ebi Ka’b rivayet edip (dedi ki), bize Ebu’l-Hasan el-Abdi rivayet edip dedi ki, bana Musa b. Meysere el-Abdi, Enes b. Malik’ten rivayet etti ki, O şöyle demiş: Bir adam Hz. Pey-gamber’e (Saliallahu Aleyhi ve Sellem) gelip, Ona; “yâ Nebiyyullah, ben gerçekten yolculuğa çıkmak istiyorum, (benim için dua buyurun)” dedi. (Hz. Peygamber) de Ona; “Ne zaman?” diye sordu. O; “yarın, inşallah” cevabını verdi. (Enea, sözüne devamla) dedi ki; O zaman (Hz. Peygamber) O’nun yanına gelip elini tuttu ve O’nun için şöyle dua buyurdu: “-Allah’ın korumasında ve himayesinde olasın! Allah sana takvayı azık versin, (emirlerine uymayı, yasaklarından kaçınmayı nasib etsin), günahını bağışlasın ve nereye yönelirsen -veya “yüzünü nereye çevirirsen…” Saîd, bu iki sözün birinde şüpheye düşmüş-, seni hayra yöneltsin!”

 

42.BÂB—(YOLCUNUN), YOLA ÇIKACAĞI ZAMAN DUA ETMESİ HAKKINDA

 

2675. Bize Yezid b. Harun haber verip (dedi ki), bana Şu’be rivayet edip (dedi ki), bize Asım el-Ahvel, Abdullah b. Ser-cis’ten rivayet etti ki, O şöyle demiş: Hz. Peygamber (Sallallahu Aleyhi ve Sellem), yolculuğa çıktığı zaman şöyle dua buyururdu: “Allah’ım! Muhakkak ki ben, yolculuğun meşakkatinden, geriye üzüntülü dönüşten, varlıktan (ve iyi halden) sonra yokluğa (ve kötü hale) düşmekten, mazlumun bedduasından ve aile ile mala kötü (art niyetli) bakışlardan, (yahut, “aile ile inalda kötü (durumlar) görmekten”) sana sığınırım!”

 

2676. Bize Yahya b. Hassan haber verip (dedi ki), Bize Hammâd b. Seleme, Ebu’z-Zübeyr’den, (O) Ali b. Abdillah el-Bâriki’den, (O da) Abdullah b. Ömer’den (naklen) rivayet etti ki; Rasulullah (Sallallaku Aleyhi ve Sellem) yolculuğa çıktığında, devesine binince üç defa “Allahu Ekber!” der ve sözüne şöyle devam edermiş: “Bunu bizim hizmetimize veren (Allah’ın) sânı yücedir. Aksi halde biz buna güç yetiremezdik. Biz muhakkak Rabb’imize döneceğiz!645 Allah’ım! Muhakkak ki ben bu yolculuğumda senden iyilik ile takvayı, (emirlerine uyup yasaklarından kaçınmayı) ve razı olacağın işler (yapmayı nasip etmeni) istiyorum. Allah’ım, bize yolculuğu kolaylaştır! Bize uzak yeri yakın et. Allah’ım, yolculukta yardımcı ve koruyucu, (geride kalan) ailede vekil sensin! Allah’ım, yolculuğumuzda sen bize yardım et ve (geride kalan) ailemizde bize hayırla vekil ol!”

 

43. BÂB—(YOLCU), YUKARI ÇIKARKEN VE AŞAĞI İNERKEN NE DER?

 

2677. Bize Alımed b. Abdillah haber verip (dedi ki), bize Ebu Zeyd, Husayn’dan, (O) Salim’den, (O da) Câbir’den (naklen) rivayet etti ki, O şöyle dedi: Biz (yolculuklarımızda) yukarı çıktığımızda tekbir getirir (“Allahu Ekber” derdik), aşağı indiğimizde teşbihte bulunur, (“Sübhanallah” derdik).

 

2678. Bize el-Hakem ibnu’l-Mübarek haber verip (dedi ki), bize Malik, Nafi’den, (O) Hz. Ümmü Habibe’nin azadlısı Ebu’l-Cerrah’tan, (O) Hz. Ümmü Habibe’den, (O da) Hz. Pey-gamber’den (Sallaiiahu Aleyhi ue Sellem) (naklen) rivayet etti ki, O şöyle buyurdu: “İçinde zil bulunan kafileye melekler arkadaşlık etmez!”

 

2679. Bize Ahmed b. Abdi İlah haber verip (dedi ki), bize Zü-heyr rivayet edip (dedi ki), bize Süheyl b. Ebi Salih, babasından, (O) Ebu Hüreyre’den, (O da) Hz. Peygamber’den (Sallaiiahu Aleyhi ve Sellem) (naklen) rivayet etti ki, O şöyle buyurdu: “Melekler, aralarında köpek veya zil bulunan arkadaş topluluğu ile beraber bulunmaz!”

 

45.BAB—HAYVANLARA LANET ETME YASAĞI

 

2680. Bize Süleyman b. Harb haber verip (dedi ki), bize Hammâd b. Zeyd, Eyyub’dan, (O) Ebu Kılâbe’den, (O) Ebu’l-Muhelleb’den, (O da) İmran b. Husayn’dan (naklen) rivayet etti ki; Hz. Peygamber (Sallallaku Aleyhi ve Sellem) bir yolculuktaymış. Derken bir lanet işitmiş. “Bu nedir?” buyurmuş. “Falan kadın, devesine lanet etti” demişler. O zaman (Hz. Peygamber); “O (devenin üzerindekileri) aşağı indirin (ve onu bırakın gitsin). Çünkü ona lanet edilmiştir!” buyurmuş. İmran sözüne devamla dedi ki; “Ben (şimdi) sanki, gri renkli bir deve olan bu (deveye) bakar gibiyim!”

 

46. BAB—KADIN, ANCAK BERABERİNDE BİR MEHREMÎ OLDUĞU HALDE YOLCULUĞA ÇIKSIN!

 

2681. Bize Ya’lâ rivayet edip (dedi ki), bize el-A’meş, Ebu Salih’ten, (O da) Ebu Saîd’den (naklen) rivayet etti ki, O şöyle demiş: Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: “Kadın üç günlük veya daha uzak bir yere yolculuğa, ancak beraberinde babası veya erkek kardeşi, yahut kocası ya da (kendisiyle evlenmesi) haram olan bir akrabası var iken çıksın!”

 

47.BAB—”ŞÜPHESİZ, YOLCULUKTA TEK BAŞINA OLAN ŞEYTANDIR!”

 

2682. Bize el-Heysem b. Cemil haber verip (dedi ki), bize Asım -ki O, ibn Muhammed el-Omeri’dir-, babasından, O da ibn Ömer’den naklen şöyle rivayet etti: Hz. Peygamber (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: “İnsanlar tek başına yolculukta olan şeyleri bilselerdi, hiçbir binekli, geceleyin tek başına yolculuk yapmazdı!”

 

48.BAB—(İNSAN) BİR YERE İNDİĞİNDE NE DER?

 

2683. Bize Ahmed b. İshak ile Affan haber verip dediler ki, bize Vuheyb rivayet edip (dedi ki), bize Muhammed b. Aclan, Yakub b. Abdillah ibni’l-Eşecc’den, (O) Saîd ibnu’l-Müseyyeb’den, (O) Sa’d b. Malik’ten, (O da) Havle bint Hakim’den (naklen) rivayet etti ki, O şöyle dedi: Ben Rasulullah’ı (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyururken işittim: “-Şayet sizden biri bir yere indiğinde; “ben, yarattığı şeylerin şerrinden Allah’ın tam kelimelerine sığınırım” dese, ona bu yerde, oradan göçünceye kadar hiçbir şey zarar vermez!”

 

 

49.BÂB—BİR YERE İNDİĞİNDE İKİ REKÂT (NAMAZ KILMAK) HAKKINDA

 

2684. Bize Ebu Asım, Osman b. Saîd’den, (O da) Enes b. Malik1 ten (naklen) haber verdi ki, Hz. Peygamber (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) bir yere indiğinde, iki rekât namaz kılmadıkça -veya “o yere iki rekât namazla veda etmedikçe”- oradan ayrılmazdı. Abdullah (ed-Dârimî) dedi ki: “Osman b. Sa’d zayıftır.”

 

50.BÂB—YOLCULUKTAN DÖNDÜĞÜNDE NE DENİR?

 

2685. Bize Yahya b. Hassan haber verip (dedi ki), bize Ham-mad b. Seleme, Ebu’z-Zübeyr’den, (O) Ali b. Abdillah el-Bâriki’den, (O da) Abdullah b. Ömer’den (naklen) rivayet etti ki, Hz. Peygamber (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) yolculuğundan döndüğünde şöyle buyururdu: “Biz inşallah (sağ salim yurdumuza, yuvamıza) dönüyoruz. (Kusurlarımızdan) tevbe ederiz, (yalnız) Rabb’imize ibadet eder ve (yalnız O’na) hamdederiz!”

 

51.BAB—UYUYACAĞI ZAMAN DUA ETMEK

 

2686. Bize Ebu’l-Velid haber verip (dedi ki), bize Şu’be rivayet edip dedi ki, bize Ebu İshak rivayet edip dedi ki; ben elli er a’ b. Azib’i şöyle derken işittim: Muhakkak ki Rasulullah (Sal-Mlahu Aleyhi ve Sellem) bir adama, yatağına girdiği zaman şöyle demesini emretmişti: “Allah’ım, canımı sana teslim ettim. Yüzümü sana yönelttim, işimi sana bıraktım. Sırtımı sana dayadım. Çünkü senin (bağışını) arzu ediyor, senin (gazabından) korkuyorum. Senden ancak sana sığınılır, ancak seninle kurtulunur. İndirdiğin Kitab’ına ve gönderdiğin Peygamber’ine iman ettim.” (Hz. Peygamber, sonra şöyle buyurmuştu): “İşte, (yatarken bu duayı okuyan kimse o gece) ölürse, fıtrat (dini olan müslümanlık) üzere ölmüş olur. “

 

2687. Bize Ebu’n-Numan haber verip (dedi ki), bize Ham-mad b. Zeyd, Ubeydullah b. Ömer’den, (O) Saîd b. Ebi Saîd el-Makburi’den, (O da) Ebu Hüreyre’den (naklen) rivayet etti ki, O şöyle dedi: Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: “Sizden biri (yatmak için) döşeğinin yanına geldiğinde döşeğini elbisesinin iç tarafıyla silkelesin, -çünkü o, döşeğinde kendisinden sonra yerine ne geldiğini bilemez- ve şöyle desin: Allah’ım, yanımı (yatağa) senin yardımınla koydum, onu yine senin yardımınla kaldıracağım! Allah’ım, eğer (bu gece) canımı tutar (alırsan), onun (günahlarını) bağışla! Şayet (almaz) salıverirsen, onu, iyi kullarını kendisiyle koruduğun (lûtfunla kötülüklerden, günahlardan) koru!”

 

 

 

52.BAB—UYUYACAĞI ZAMAN TESBİHAT YAPMA HAKKINDA

 

2688. Bize Yezid b. Harun haber verip (dedi ki), bize el-Avvam b. Havşeb haber verip (dedi ki), bana Amr b. Mürre, Abdurrahman b. Ebi Leyla’dan, (O da) Hz. Ali’den (naklen) rivayet etti ki, O şöyle dedi: Rasulullah (§allallahu Aleyhi ve Sellem) bize gelmişti. Derken ayağını benimle Fâtıma’nm arasına koyup (oturmuş) ve bize, yataklarımıza girdiğimizde söyleyeceğimiz şeyleri, yani otuzüç defa “Sübhanallah”, otuzüç defa “Elhamdülillah” ve otuzdört defa “Allahu Ekber” dememizi öğretmişti. Hz. Ali sözüne şöyle devam etti: “Artık ben bunları (söylemeyi) ondan sonra (hiç) bırakmadım!” O zaman bir adam (Hz. Ali’ye); “Sıf-fin savaşının gecesinde de mi?” diye sordu. O da; “Sıffin savaşının gecesinde de!” cevabını verdi.

 

53.BÂB—(İNSAN) UYKUSUNDAN UYANDIĞINDA NE DER?

 

2689. Bize Muhammed b. Yusuf, Süfyan’dan, (O) Ab-dulmelik b. Umeyr’den, (O) Rib’iyy b. Hıraş’tan, (O da) Hu-zeyfe’den (naklen) haber verdi ki, O şöyle dedi: Hz. Peygamber (Sallallahu Aleyhi ve Scllem) uyandığında şöyle derdi: “Bizi öldürdükten sonra dirilten Allah’a hamdolsun. Sonunda dönüş de O’nadır!”

 

2690. Bize Muhammed b. Yezid el-Hız a m i haber verip (dedi ki), bize el-Velid b. Müslim rivayet edip (dedi ki), bize el-Evzai rivayet edip dedi ki, bana Umeyr b. Hâni’ el-Ansi rivayet edip dedi ki, bana Cunâde b. Ebi Umeyye rivayet edip dedi ki, bana Ubâde ibnu’s-Samît, Hz. Peygamber’den (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) rivayet etti ki, O şöyle buyurmuş: “Kim geceleyin konuşarak uyanıp da (bu konuşmasında); “tek olan Allah’tan başka hiçbir ilâh yoktur. O’nun hiçbir ortağı da yoktur. Mülk O’nundur, hamd O’na mahsustur. O her şeye hakkıyla kaadirdir. Allah bütün yüce sıfatlara sahip, bütün noksanlıklardan uzaktır. Hamd Allah’a mahsustur. Allah’tan başka hiçbir ilâh yoktur. Allah en büyüktür. Bütün güç ve kuvvetler ancak Allah’ın yardımıyladır” der, sonra da; “Rabb’im, beni bağışla” duasını eklerse, -veya O, “…sonra dua ederse…” buyurmuştur-, onun duası kabul olunur. Eğer o azmedip abdest alır, sonra da namaz kılarsa, onun namazı kabul olunur. “

 

54. BAB—(İNSAN) SABAHA ULAŞTIĞINDA NE DER?

 

2691. Bize Muhammed b. Yusuf, Süfyan’dan, (O) Seleme b. Kuheyl’den, (O) Abdullah b. Abdirrahman b. Ebza’dan, (O da) babasından (naklen) haber verdi ki, O şöyle dedi: Hz. Peygamber (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) sabaha ulaştığında şöyle dermiş: “Biz; İslam fıtratı, şehadet kelimesi, Peygamberimiz olan Muhammed’in dini ve daima doğru yola meyilli müslüman biri olan babamız İbrahim’in milleti üzerinde kararlı olarak sabaha eriştik!

 

2692. Bize Saîd b. Amir, Şu’be’den, (O) Ya’lâ b. Atâ’dan, (O) Amr b. Asım’dan, (O da) Ebu Hür ey re1 den (naklen) haber verdi ki, O şöyle dedi: Ebu Bekir (bir gün); “yâ Rasulullah, bana, sabaha ve akşama ulaştığımda söyleyeceğim birşey emir buyurun” demiş, (Hz. Peygamber de) şöyle buyurmuştu: “Şöyle de: Gökleri ve yeri yaratan, görünen ve görünmeyen her şeyi bilen, her şeyin sahibi ve hakkıyla mâliki olan Allah’ım! Ben senden başka hiçbir ilâhın olmadığına tanıklık ederim. Nefsimin şerrinden, şeytanın şerrinden ve onun, (sana) ortak koşmaya (çağırmakla ilgili işlerinden, hilelerinden) sana sığınırım!” (Hz. Peygamber, sözünün devamında) buyurmuştu ki: “Bunu sabaha ulaştığında, akşama ulaştığında ve yatağına girdiğinde söyle!”

 

55.BÂB—YENİ BÎR ELBİSE GİYDİĞİNDE NE DENİR?

 

2693. Bize Abdullah b. Saîd -yani İbn Yezid el-Makburi-haber verip (dedi ki), bize Saîd -ki O, İbn Ebi Eyyub’dur-, Ebu Merhum’dan, (O) Sehl b. Muaz b. Enes’ten, (O da) babasından (naklen) rivayet etti ki, O şöyle dedi: Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: “Kim bir elbise giyer de; “benim hiçbir güç ve kuvvetimin (gerçek bir katkısı) olmaksızın bunu bana giydiren, beni bununla rızıklandıran Allah’a hamdolsun” derse, onun geçmiş günahları bağışlanır!”

 

56.BÂB—CAMİYE GİRİLDİĞİNDE VE ÇIKILDIĞINDA NE DENİR?

 

2694. Bize Abdullah b. Mesleme haber verip (dedi ki), bize Süleyman -yani İbn Bilal-, Rebia’dan, (O) Abdulmelik b. Saîd’den, (O da) Ebu Humeyd’den -veya Ebu Useyd’den- (naklen) rivayet etti ki, O şöyle dedi: Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sel-lem) şöyle buyurdu: “Biriniz camiye girdiğinde; “Allah’ım, bana rahmetinin kapılarını aç” desin, (oradan) çıktığında ise; “Allah’ım, muhakkak ki ben senden, senin lûtfunu istiyorum” desin. “

 

57.BÂB—ÇARŞI-PAZARA GİRİLDİĞİNDE NE DENİR?

 

2695. Bize Yezid b. Harun haber verip (dedi ki), bize Ezher b. Sinan, Muhammed b. Vasi’den haber verdi ki, O şöyle demiş: Ben (bir defasında) Mekke’ye gelmiş ve orada (din) kardeşim Salim b. Abdillah’la karşılaşmıştım da O bana, babasından, (O da) dedesinden (naklen) rivayet etmişti ki, Hz. Peygamber (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuş: “Kim çarşı-pazara girer de; “Allah’tan başka hiçbir ilâh yoktur. O tektir. O’nun hiçbir ortağı yoktur. Mülk O’nundur, hamd O’na mahsustur. O diriltir ve öldürür. Kendisi ise hep diridir, ölmez. Her hayır O’nun eliyle (gerçekleşir). O her şeye hakkıyla ka-adirdir” derse, Allah ona bir milyon iyilik yazar, ondan bir milyon kötülük siler ve onu bir milyon derece yükseltir!” (Muhammed b. Vâsi’) sözüne şöyle devam etti: Sonra ben Horasan’a gelmiştim. Derken Ku-teybe b. Müslim’e rastlamıştım da; “ben gerçekten sana bir hediye getirdim” deyip, O’na (bu hadisi) rivayet etmiştim. Ondan sonra O, bi-nekli arkadaşlarıyla birlikte bineğe binip çarşıya gelir, (orada) durup bu sözü söyler, ardından geri dönerdi.

 

58. BAB—”İSMİMİ KENDİNİZE İSİM TAKIN, KÜNYEMİ İSE KENDİNİZE KÜNYE EDİNMEYİN!”

 

2696. Bize Said b. Amir, Hişam’dan, (O) Muhammed b. Sirin’den, (O da) Ebu Hüreyre’den (naklen) haber verdi ki, O şöyle dedi: Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: “İsmimi kendinize isim takın, künyemi ise kendinize künye takmayın. “

 

59.BÂB—İSİMLERİN GÜZEL OLMASI HAKKINDA

 

2697. Bize Affan b. Müslim rivayet edip (dedi ki), bize Hu-şeym rivayet edip (dedi ki), bize Davud b. Amr, Abdullah b. Ebi Zekeriyya el-Huzai’den, (O da) Ebu’d-Derda’dan (naklen) haber verdi ki, O şöyle dedi: Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: “Şüphe yok ki, siz Kıyamet günü kendi isimlerinizle ve babalarınızın isimleriyle çağırılacaksınız. Bu sebeple isimlerinizi güzel koyun!”‘

 

60.BÂB—GÜZEL GÖRÜLEN İSİMLER

 

2698. Bize Muhammed b. Kesir haber verip (dedi ki), bize Ubeydullah b. Ömer, Nafî’den, (O da) İbn Ömer’den (naklen) haber verdi ki, O şöyle dedi: Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: “Allah’ın en çok sevdiği isimler “Abdullah” ve “Ab-durrahman”dır. “

 

61.BÂB—ÇİRKİN GÖRÜLEN İSİMLER

 

2699. Bize Zekeriyya b. Adiyy haber verip (dedi ki), bize Mu’temir, er-Rükeyn’den, (O) babasından, (O da) Semûre’den, (naklen) rivayet etti ki, Hz. Peygamber (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) çocuklarımıza dört ismin, yani Efleh, Nafi’, Rebah ve Necah isimlerinin konulmasını yasaklamıştı.

 

62.BÂB—İSİM DEĞİŞTİRME HAKKINDA

 

2700. Bize Haccâc b. Minhâl rivayet edip (dedi ki), bize Hammâd -ki O, Ibn Seleme’dir-, Ubeydullah’tan, (O) Nafi’den, (O da) Ibn Ömer’den (naklen) rivayet etti ki; Ümmü Asım’a, “Asiye” denilirdi. Sonra Hz. Peygamber (Sallallahu Aleyhi ve Selîem) O’na “Cemile” ismini takmıştı.

 

2701. Bize Müsedded rivayet edip (dedi ki), bize Yahya b. Saîd rivayet edip (dedi ki), bize Şu’be rivayet edip (dedi ki), bize Atâ’ b. Ebi Meymûne, Ebu Rafi’den, (O da) Ebu Hü-reyre’den (naklen) rivayet etti ki, O şöyle dedi: (Hz. Pey-gamber’in hanımı veya üvey kızı) Zeyneb’in ismi Berre idi de, Hz. Peygamber (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) O’na Zeyneb ismini takmıştı.

 

64. BAB—ÜZÜME “KERM” DENİLEMEZ!

 

2703. Bize Yezid b. Harun haber verip (dedi ki), bize Mu-hammed -ki O, İbn İshak’tır-, Salih b- İbrahim’den, (O) Ab-durrahman el-A’rec’den, (O da) Ebu Hüreyre’den (naklen) haber verdi ki, O şöyle dedi: Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Seilem) şöyle buyurdu: “Üzüm bağına, “kerm: iyi, cömert, kerem sahibi” demeyin. “Kerm”, ancak müslüman adamdır!”

 

65. BÂB—ŞAKALAŞMAK HAKKINDA

 

2704. Bize Ebu Asım, Ubeydullah b. Abdillah’tan, (O da) İbn Abbas’tan (naklen) rivayet etti ki, O şöyle dedi: (Bir yolculukta) bir köle Hz. Peygamber’in (Sallallaku Aleyhi ve Sellem) hanımlarının (binmiş oldukları develeri, güzel sesiyle şarkılar söyleyerek) sürüyordu. Bunun üzerine (Hz. Peygamber ona) şöyle buyurmuştu: ‘Ya Enceşe! Cam (gibi kolayca kırılabilir ince kapli kadınların develerini) yavaş sür!”

 

66. BAB—İNSANLAEI GÜLDÜRMEK İÇİN YALAN SÖYLEYEN KİMSE HAKKINDA

 

2705. Bize Yezid b. Harun haber verip (dedi ki), bize Beliz b. Hakim, babasından, (O da) dedesinde (naklen) haber verdi ki, O şöyle dedi: Ben Rasulullah’ı (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyururken işittim: “-Konuşup da halkı güldürmek için yalan söyleyen kimseye yazıklar olsun! Onun vay haline, onun vay haline!”

 

67.BÂB—ŞİİR HAKKINDA

 

2706. Bize Muhammed b. İsa haber verip (dedi ki), bize Abde b. Süleyman, Muhammed b. İs hak’tan, (O) Ya’kub b. Utbe’den, (O) İkrime’den, (O da) İbn Abbas’tan (naklen) rivayet etti ki, O şöyle demiş: Hz. Peygamber (Sallallahu Aleyhi ve Sel-lem), Ümeyye b. Ebi’s-Salt’m bazı şiirlerinde doğru söylediğini ifade buyurmuştur. Şöyle ki, O; “Sağ tarafının ayağının altında bir erkek ile bir öküz!/Kartal ise diğerinin (taşıyıcısıdır), (emre) âmâde bir aslan ile!” demiş; Hz. Peygamber (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) de; “Doğru söylemiş” buyurmuş. O; “Güneş her gecenin sonunda doğar/Al renkte, sonra rengi gül gibi kırmızı olur” demiş; Hz. Peygamber (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) de; “Doğru söylemiş” buyurmuş. O; “(Güneş doğmayı) kabul etmez de bizim için, ağırbaşlılığı ve yumuşaklığı içinde/Ancak işkence edilerek, ancak kırbaçlanarak doğar!” demiş; Hz. Peygamber (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) de; “Doğru söylemiş” buyurmuş.

 

 

68. BAB—”ŞÜPHESİZ BAZI ŞİİRLER HİKMETLİDİR” HADİSİ

 

2707. Bize Ebu Asım, İbn Cüreyc’den, (O da) Ziyad’dan, -ki O, ibn Sa’d’dır-, (naklen) haber verdi ki, O şöyle demiş: Bana İbn Şihab haber verdi ki; kendisine Ebu Bekr b. Abdirrahman b. Hişam, Mervan ibnu’l-Hakem’den, (O) Abdurrahman ibnu’l-Esved b. Abdiyesğus’tan, (O) Ubeyy b. Ka’b’dan, (O da) Hz. Peygamber1 den (naklen) haber vermiş ki; O şöyle buyurmuş: “Şüphesiz bazı şiirler hikmetlidir, (yani gerçeğe uygun ve yararlıdır). “

 

2708. Bize Ubeydullah b. Musa haber verip (dedi ki), bize Hanzala, Salim’den, (O da) İbn Ömer’den (naklen) rivayet etti ki, O şöyle dedi: Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: “Andolsun ki, sizden birinin içinin irin kanla dolması, kendisi için, şiirle dolmasından daha hayırlıdır!”

47 GÜZEL AHLÂK KİTABI (muvatta)

1. Güzel Ahlâkla İlgili Hadisler

 

1. imam Malik1 den; Muaz b. Cebel (r.a.): (Yemene vali olarak giderken) «Ayağımı üzengiye koyduğum zaman Resûlullah (s.a.v.)’in bana son tavsiyesi şu oldu: Ey Muaz b. Cebel! İnsanlar için ahlâkını güzelleştir.»[1]

 

2. Peygamber efendimizin zevcesi Hz. Aişe (r.a.) şöyle dedi: «Resûlullah (s.a.v.), iki şey arasında serbest bırakılınca, günah ol­madığı müddetçe, bunun en kolayını alırdı. Şayet günah ise, in­sanların en fazla ondan uzaklaşanı olurdu. Resûlullah (s.a.v.), kendi şahsı için kimseden intikam almamıştır. Ancak, Allah’ın mukaddes kıldığı şeyler çiğnenmişse, o zaman Allah için onların intikamım alırdı.»[2]

 

3. Ali b. Hüseyin b. Ali b. Ebî Talib’den: Resûlullah (s.a.v.): «Kişinin kendisini ilgilendirmeyen şeyleri terketmesi, müslümanhğının güz elliğin dendir» buyurdu.[3]

 

4. Peygamber Efendimiz (s.a.v)’in zevcesi Hz. Aişe (r.a.)’dan: Ben Resûlullah (s.a.v.) ile beraber iken, bir adam huzuruna gir­mek için izin istedi. Resûlullah (s.a.v.): «O, kabilenin en kötü oğludur» dedi. Sonra ona izin verdi. Aradan fazla zaman geçme­den Resûlullah (s.a.v.)’in onunla beraber güldüğünü işittim. Adam çıkınca:

«—Ya Resûlallah! Biraz önce sen o adam hakkında söyleyece­ğini söyledin. Sonra aradan zaman geçmeden onunla beraber güldün» dediğimde, Resûlullah (s.a.v.):

«— İnsanların en kötüsü, şerrinden dolayı insanların kendisinden korunduğu kimsedir» buyurdu.[4]

 

5. Ka’b el-Ahbâr şöyle derdi: «Kişinin Allah katındaki değerini öğrenmeyi seviyorsanız, Ölümünden sonra kendisini takib eden güzel övgüye bakınız.»

 

6. Yahya b. Said şöyle dedi: Bana rivayet edildi ki: «Kişi ahla­kının güzelliğiyle, geceleyin namaz kılan ve şiddetli sıcakta oruç tutarak susuz kalan kimsenin derecesine yükselir.»[5]

 

7. Yahya b. Said’den: Said b. Müseyyeb’i işittim: «Size çok na­maz kılıp sadaka vermekten daha üstün bir şeyi haber vereyim mi?» dedi.

«— Evet, haber ver.» dediler.

«— İki kişinin arasını düzeltip, dargınları barıştırmaktır. Bir de çok buğz etmekden kaçınınız. Çünkü buğz (iyi huylan) kökün­den yok eder» dedi.[6]

 

8. İmam Malik’e Resûlullah (s.a.v.)’in: «Ben güzel ahlâkı ta­mamlamak için gönderildim» buyurduğu rivayet edildi.[7]

2. Haya İle İlgili Hadisler

 

9. Rekâne oğlu Talha oğlu Zeyd, Resûlullah (s.a.v.)’e isnad ederek şöyle dedi. Resûlullah (s.a.v.): «Her dinin bir ahlâkı var­dır. İslâm’ın ahlâkı da hayadır.»[8]

 

10. Abdullah b. Ömer anlattı: Resûlullah (s.a.v.), utangaçlı­ğından dolayı din kardeşini ayıplayan bir adamın yanına varınca:

«— Onu kendi haline bırak. Çünkü haya imandandır.»

buyurdu.[9]

3. Öfke İle İlgili Hadisler

 

11. Avf oğlu Abdurrahman oğlu Hümeyd’den: Bir adam, Resû-luîlah (s.a.v.)1 e gelip:

«— Ya Resûlullah! Bana hayatıma uygulayacağım bir kaç ke­lime öğret (öğüt ver). Unutacağım çok şey söyleme» deyince, Resû­lullah (s.a.v.):

«— Hiç bir şeye kızma.» buyurdu.[10]

 

12. Ebû Hüreyre (r.a.)’dan: Resûlullah (s.a.v.):

«Pehlivan (güreş meydanlarında başkalarını) yenen değildir. Asıl pehlivan kızgınlık anında nefsine hakim olan kimsedir» buyurdu.[11]

4. Küs Durmama İle İlgili Hadisler

 

13. Ebû Eyyûb el-Ensari (r.a.)’den; Resûlullah (s.a.v.):

«— Hiç bir müslümana, din kardeşini üç günden fazla terkedip küs durması helâl olmaz. Onlar karşılaştıkların­da biri yüzünü bir tarafa, diğeri de diğer tarafa çevirir. On­ların en hayırlısı, önce selam vererek barışandır» buyurdu.[12]

 

14. Enes b. Malik (r.a.)’den: Resûlullah (s.a.v.): «Birbirinize buğzetmeyiniz, birbirinize hased etmeyiniz ve birbirinize sırt çevirmeyiniz. Ey Allah’ın kulları, birbirinizle kardeş olunuz. Hiç bir müslümana, din kardeşini üç günden fazla terkedip küs durması helâl olmaz.» buyurdu.[13]

imam Malik der ki: Hadiste geçen “tedâbir”, müslüman kardeşinden yüzçevirmek demektir. Ondan yüzçevirmenle olur.

 

15. Ebû Hüreyre (r.a.)’den: Resûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: «Sû-i zandan (müslümana yersiz töhmetten) sakınınız. Zi­ra sû-i zan, sözlerin en yalanıdır. Birbirinizin gizli hal ve kusurunu araştırmayın. Kötülükte yarışmayın, birbirinizi kıskanmayın, birbirinize buğzetmeyin, birbirinize arka çevirmeyin. Ey Allah’ın kulları, kardeş olunuz.»[14]

 

16. Ebû Müslim oğlu Ata Abdullah el-Horasânî’den: Resûlul­lah (s.a.v.): «Musafaha ediniz (tokalaşınız), aranızdaki kin gider. Birbirinize hediye veriniz ki, sevişirsiniz ve aranız­daki düşmanlık gider» buyurdu.[15]

 

17. Ebû Hüreyre (r.a.)’dan: Resûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: «Cennetin kapıları, pazartesi ve perşembe günü açılır. Al­lah’a hiç bir şeyi eş koşmayan her müslüman kul affedilir. Ancak kendisiyle (din) kardeşi arasında düşmanlık olan affedilmez. Bu iki kişiyi anlaşıncaya kadar bekletiniz, ba-rışmcaya kadar bekletiniz, denilir.»[16]

 

18. Ebû Hüreyre (r.a.) şöyle dedi: «İnsanların amelleri her haf­ta iki defa, pazartesi ve perşembe günü Allah’a arzedilir. Her mü’min kul affedilir. Ancak (din) kardeşiyle arasında düşmanlık olan affedilmez. Bu iki kişiyi düşmanlıklarından dönünceye ka­dar bırakınız; bu iki kişiyi düşmanlıklarından dönüp barışıncaya kadar bekletiniz denilir.»[17]

 


[1] Bu, Muvatta’dan başkasında nıevsul olarak bulunmayan dört hadisten biri­dir. Sufyan b. Uyeyne’nin hakkında şu sözleri söylediği Malik’e bu durum zarar vermez: Belag sözcüğüyle Malik’in naklettiği hadis, sahih hadistir. “Belaganî” (bana geldi) dediğinde, bu sahih, bir isnaddır. Sonrakilerin bu hadisin mevsul olduğunu görmeyişleri ona zarar vermez. Belki de onlara ulaşmayan kitaplarda mevsuldür.

[2] Buharı, Menakıb, 61/23; Müslim, Fedail, 43/20, no:77.

[3] Malik1 in ravilerine göre, mürseldir.

Hadis, hasendir, hatta sahihtir. Zührî-Ebu Seleme-Ebu Hureyre senediyle rivayet edilmiştir: Tirmizî, Zühd, 34/11; İbn Mace, Fiten, 36/12; Şeybanî, 949.

[4] Sufyan b. Uyeyne – Muhammed b. Munkedır – Urve – Aişe senediyle rivayet edilmiştir: Buharı, Edeb, 78/8; Müslim, Edeb, 45/22, no:73.

[5] Ebu Davud, 40/7.

[6] Malik’in bütün ravilerine mevkuftur.

[7] Ibn Abdiiber der ki: Ebu Hureyre ve başkalarından çeşitli yollarla sahih-muttasıldır.

[8] îbn Abdilber der ki: Malik’in çoğu ravileri mürsel olarak rivayet eder. Şeybanî, 950.

[9] Buharı, îman, 2/16; Müslim, İman, 1/12, no:59. Şeybanî, 950.

[10] Çoğunluğa göre mürseldir. Buharı, Edeb, 78/76.

[11] Buharı, Edeb, 78/76; Müslim, Birr, 45/30; no:107.

[12] Müslim, Bir, 45/8, no:25.

[13] Buharı, Edeb, 78/62; Müslim, Bir, 45/7, no:23.

[14] Buharı, Edeb, 78/58; Müslim, Bir, 45/9, no:28.

[15] İbn Abdilber der ki: Bu hadis çeşitli yollarla muttasıldır ve hepsi de basen­dir.

[16] Müslim, Bîr, 45/11, no:34.

[17] Müslim, Bir, 45/11, no:36.

 

About Darul hikmet

serbest

Yorum bırakın